ANONİM ŞİRKETLERDE AMME ALACAKLARINDAN
ŞİRKET ORTAKLARI, YÖNETİCİLERİ ve MÜDÜRLERİNİN SORUMLULUĞU
HAKKINDA
-MEMORANDUM-
Şirketlere hukuk müşavirliği yaparken en çok işitilen sorulardan birisi, şirketin türü üzerine olagelmiştir. Yıllardır her nevide şirkete danışmanlık verirken; şirketin günümüz hızına ayak uydurabilecek, daha esnek, güncel ticarete ve mevzuata daha uyumlu olduğunu düşünmemiz nedeniyle anonim şirket cevabı hep öne çıkmıştır. Bu çerçevede, hem son zamanlarda bu noktada yoğunlaşan soruların gelmesi hem de belli başlı kafa karışıklıklarının olduğunu görmemiz nedeniyle anonim şirketlerdeki amme alacağı meselesine ilişkin kısa bir bilgilendirme metni hazırlamakta fayda olduğunu düşündük.
Bu memorandum 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde düzenlenmiş olup genel olarak bu sorulara yanıtları bahse konu bu iki kanunda aramaktayız.Esasen “amme” kelimesi, tahmin edileceği üzere “kamu” kelimesinin karşılığıdır. Bu doğrultuda amme alacağı ile kastedilen kamu alacağıdır. Bu alacaklar genellikle vergi mevzuatı, gümrük mevzuatı ve sosyal güvenlik mevzuatı başta olmak üzere birçok idari sebepten kaynaklanan vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafları, idari para cezaları ile bu bedellerin aslı, gecikme zamları ve/veya faizleri gibi fer’ilerinden oluşmaktadır.
Anonim Şirketlerde Ortak, Yönetici ve Müdürlerin Sorumluluğu:
Anonim şirketlerde kanuni temsilcilerin sorumluluğunun kapsamı esasen ortakların sorumluluğundan daha geniştir. Anonim şirket ortakları, şirkete ödemeyi taahhüt edip ödemedikleri sermaye hisseleri ile amme borçlarından sorumlu iken, kanuni temsilciler, şirketin amme borçlarının tamamından sorumludurlar.
Kamu alacağından dolayı, anonim şirket yöneticilerinin şahsi mal varlıklarına karşı icra takibi açılabilmesi, kamu alacağının şirketten tahsili imkanının kalmaması halinde mümkündür. Anonim şirketlerde şirketten tahsil imkânı kalmadığı saptanan kamu alacağının, öncelikle kanuni temsilcilerin mal varlığından aranılması, kanuni temsilcilerin mal varlıklarından da tahsil edilmemesi halinde ise sermaye hissesi ile sınırlı olmak üzere ortaklardan tahsili yoluna gidilmesi süreçlerinin takibi yoluna gidilmesi hukuki bir mecburiyettir.
Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız mal varlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olmayan ortakları ise; sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sorumlu olupbunun ötesinde bir sorumlulukları söz konusu değildir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin ise kamu alacaklarına karşı sorumluluğu belirli bir oranla sınırlanmış değildir. Sorumlu yönetim kurulu üyeleri, murahhas üye ve müdürler, kamu alacağının tamamından bütün mal varlıklarıyla sorumlu olurlar. Kamu alacaklısı, şirketten tahsil edilemeyen borç için yönetim kurulu üyesinin herhangi bir mal varlığı değeri üzerine haciz koyarak takip yapabilir. Bunun için ise kanunda belirlenen koşulların oluşması ve silsilenin takip edilmesi gerekir.
Şirket temsil salahiyeti murahhas üye veya üyeler ile müdür olarak üçüncü kişilere bırakılmış ise amme alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilmesi, diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmaması gerekmektedir.
Bu açıdan, öncelikli olarak şirket esas sözleşmesinde bu şekilde bir görevlendirmeye ilişkin herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığına bakılacak olup, böyle bir kayıt bulunmuyor ise yönetimde bulunan tüm üyelerin müşterek ve müteselsil sorumlulukları dikkate alınarak işlem yapılaması yoluna gidilecektir.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un Öngördüğü Koşullar:
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulabilmeleri için takibin konusunu oluşturan alacağın ilgili kanunda öngörülen kapsamdaki alacaklardan olması ve bunun tespiti gereklidir. Sonrasında ise bu alacağın asıl borçlu olan şirketten de tahsil edilebilme şartlarını taşıması ve şirket hakkında yürütülen takibin sonuçsuz kalması veya sonuçsuz kalacağının anlaşılması aranır. Bu kapsamda, kamu alacağının anonim şirketin kanuni temsilcisi olan yönetim kurulu üyelerinden AATUHK’a göre takibinin şartlarını; öncelikle talep edilebilir bir alacağın bulunması, ardından tahsil imkânsızlığının bulunması ve son olarak sorumlu olunan dönem yönünden uygunluğun bulunması şeklinde sayabiliriz.
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için, takibi yapılan alacağın asıl borçlu olan şirketten talep edilebilir olması şarttır. Takibe konu edilen alacağın kanuni dayanaktan yoksun olması; böyle bir borcun doğmamış olması, kısmen veya tamamen ödenmiş olması veya zamanaşımına uğramış olması söz konusu kamu alacağının şirketten tahsiline engeldir. Bu gibi hallerin mevcudiyeti yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilmesine de engel oluşturacaktır
Tahsil imkânsızlığı ise takibe konu olan alacağın, borçlu şirketten tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin anlaşılması anlamına gelmektedir. Tahsil edilemeyen alacak terimi, yapılan mal varlığı araştırması sonucunda borçlunun haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması ya da haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin kamu alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen kamu alacaklarını ifade etmektedir. Tahsil edilemeyeceği anlaşılan alacak terimi ise; haczedilen mal varlığına biçilen değerlerin kamu alacağını karşılayamayacağının anlaşılması ya da borçlu hakkında iflas kararı verildiği durumlarda alacağın iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında kamu borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan kamu alacaklarını ifade eder.
Dönem yönünden uygunluk bulunması durumuna göre; her yönetim kurulu üyesi veya murahhas müdür sorumlu bulunduğu kendi görev süresi içerisinde doğan kamu alacaklarından sorumlu olacaktır.
Sonuç:
Bu kısa özetin de katkısı ile, ülkemizde kâr etmek maksadıyla kurulan yahut kurulacak olan sermaye şirketlerinin en geçerli ve en ideal formunun anonim şirketler olduğunu söylemekten geri durmuyoruz. Fakat elbette anonim şirket ile yola koyulmak yahut devam etmenin de bizlere sınırsız sorumsuzluk yüklemediği görülmektedir. Bu nedenle, şirketin idari altyapısının kurulması, ortaklık ve organizasyon konularında mali sorumluluk meselelerini de gözden kaçırmadan hareket etmekte fayda olacaktır.
AV. ALPER ÇETİN (alper@cetinavukatlik.com)
AV. HÜSEYİN YAYLA (huseyin@cetinavukatlik.com)
Ofisimizin konu ile alakalı hizmetlerine ilişkin detaylı bilgi almak için:
Siz de fikrinizi belirtin